. emekliyim.com - Geri Dönüsümün Merkezi: Hakkımda
Hakkımda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hakkımda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Nisan 2024 Pazar

20 Nisan 2024 / Kastamonu - Sitte-i Sevr








Öküz soğukları yani Sitte-i Sevr fırtınaları Nisan ayında altı gün sürermiş. Altı günü bilmem ama dün yani bir gün bile yaşadığımız bizim şehirin altını üstüne getirmeye yetti. Daha iki gün öncesi çok büyük bir deprem korkusu yaşamıştık. Üstüne etkili bir cila çekti sanki benim için. 





"Kastamonu Valiliği, hasar tespit çalışmalarının devam ettiği Kastamonu'da il genelinde yaşanan fırtına sonrasında 72 yerde çatının uçtuğunu ve 6 kişinin de yaralandığını açıkladı.

Kastamonu Valiliği, bugün öğleden sonra il genelinde yaşanan şiddetli fırtına sonrası hasarla ilgili açıklamada bulundu. Açıklamada, "Kastamonu'da 20 Nisan tarihinde meydana gelen fırtınada, saat 18.00 itibariyle 112 Acil Çağrı Merkezimize gelen ihbarlara göre 56'sı ilimiz merkezinde olmak üzere toplam 72 yerde çatı uçması, ağaç devrilmesi şeklinde ve bunlardan kaynaklı, araç, iş yeri ve benzeri hasar meydana gelmiş, merkez ilçemize bağlı Gökçekent köyünde, Çatalzeytin'de, Doğanyurt'ta ve Taşköprü'de 6 vatandaşımız, hayati tehlikeleri olmayacak şekilde yaralanmış, bunun dışında herhangi bir yaralanma veya can kaybı meydana gelmemiştir. Hasar tespit çalışmalarına başlanmış olup, yarın da devam edilerek vatandaşlarımızın zararları en kısa sürede tespit edilecektir. Kamuoyuna saygı ile duyurur, geçmiş olsun dileklerimizi sunarız" denildi. - KASTAMONU"



"KirazlıBahçe" Nisan/2024 - Çocuk Bayramı

 






Bahar'da memleketimde en sevdiğim mekan "Kirazlıbahçe"miz. Hazır Bahar Dalları açmışken kacırmayalım diyen Şerife'm beni ve Saliha'mı cennet bahcemizde kahce icmeye ikna etti. İkna kelimesini, cümleyi düzgün bağlamak için kullandım. Uçarak atladım gidelimmi dendiğinde teklife. Bu cennet bahçemizde, kahve eşliğinde keyif yaparken çektiğimiz resimler tam anlamıyla ömürlük çekildi.





O gün öğle sonrasında; Atatürkçü Düşünce Derneğimizin ev sahipliğinde, dantel örgü yeteneği ve azmi benden çok fazla olan yüce Türk Kadınları tarafından 23 Nisan'da az sayıda da olsa çocuklarımızı sevindirmek için çalışmalara başlanıldı.








Bu çalışmalar henüz bitmedi. Yarın sonlandırıp 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında yapacağımız bir etkinlikle çocuklarımıza vereceğiz. Yeni bir post ile yakın zamanda biriktirilecek yeni anılara...

Sevgilerimle...




21 Ocak 2024 Pazar

Covid Varyantı ya da Domuz Gribi - Süreç Berbat!!!

 




Yaklasık onbes gündür iyi hastayım. Bogazda sıkıntı ile basladı. Aşırı halsizlik ve bogazımdaki sikayetler harici cok fazla sikayetim olmadı. Ama ilerleyen günlerde koku kaybı yasadıgımda, durumun vehametini anladım. Aradan gecen sürec zarfında, halsizlik dısında sikayetim kalmadı. Koku alma neredeyde tamamen geri geldi. Bu sürecte mide sıkıntılarım nedeni ile ilacta kullanamadıgım icin bal, zencefil, kekik çayı, kozalak pekmezi gibi bilinen tüm takviyeleri aldım. Pandemi sürecinde covide yakalanmamıstım. Bu sefer kacamadım. Fakat dedigim gibi kozalak pekmezi ile sanırım hafif atlattım. Başlıkta da kullandıgım gibi şu anki salgın hangisi olursa olsun, süreç zorlu. Lütfen dikkatli olun!!! Ve Maske kullanın...








8 Ocak 2024 Pazartesi

Hayat Öyle de Güzel, Böyle de Güzel...





Uzun süredir yine blokevimi ihmal ettim. Paylasım ortamım, not defterim, günlüğüm hatta bir tür mirasım benim bu ortamım. Ama eskisi kadar keyif vermiyor nedense. Biraz google hazretleri olabilir buna sebep (amcamdı aslında gugıl ama yakın dostum baktım hazretleri diyor hosuma gitti) Google amcam her seyimi yok edip duruyor. Bir cok veriyi, resimlerimi silmis. Can sıkıcı !!!

Kendime ait videolarımı bile sansürleme geregi duyuyor, sacma!!!

Son aylarda kendimden beklenenlerin üzerinde aktiflik seviyesindeyim. Koro ve Bando calısmaları, arkadaslarla gün veya oturma ortamları, cafelere takılma veya sinema yada magaza gezme. Yumurtalarının üzerinden kalkmayan tavuktu ismim simdi çok gezenti. Ne alt ne üst sınırım yok, dengesizmiyim neyim bilemedim. Delilik, çılgınlık modu 6 yaşından 60a kadar mevcuttu zaten bende...

Hayat böyle güzel...

Kendi hobilerim ise asla vazgecemediklerim. Her fırsatta hatta olmayacak her anda mutlak el attıgım bir iş vardır benim. Misafirim gelecektir yogunumdur ama bir geri dönüsüm işim gelmiştir aklıma, hemen takarım tabancamı fişe (silikon) yaparım o işimi mutlaka, diger isleri aksatmadan ama mutlak çıkarırım kafamdaki işi aradan.

Lise yıllarımda Bando takımındaydım. Trompet (Boru) çalardım ve trompet majörüydüm yıllarca. Kastamonu Şerife ve Halime Çavuşların toprağı, bizler ise onların emanetcileriyiz. Bu sebeple Bandomuzun ismi Halime Cavus ve 8 Mart Dünya Kadınlar gününde etkinligimiz var bizim. İleride bu konuda günlügüme ekleyecek çok şey biriktiririm ve atarım depoma :))) 

Şahane olacak eminim...



Son bir yıldır ise... Hayatıma anlam katan, bana yeniden yaşama sevinci veren, insanlara tekrar güvenmemi saglayan, birlikte aglayıp beraber güldügümüz bir grubum var. Ve her biride İYİKİ VAR. 


6 Aralık 2023 Çarşamba

"ÖDLEK" Mini Bir Alıntı







Anton Çehov"un ÖDLEK adlı kitabından kısa bir alıntı... Sanırım bizim için yazılmış gibi... Okumadıysanız kısa bir özet geçmiş tercüme eden arkadaş...(alıntı)

Güzel bir Çehov hikayesi. Ö D L E K ...

Birkaç gün önce, evde çocuklarıma ders veren öğretmen hanımı çalışma odama çağırmıştım.

“Otur, Julia Vassilyevna” dedim. “Aramızdaki hesabı kapatalım. Her ne kadar şu anda paraya ihtiyacın varsa da, resmi bir merasimde bekler gibi bekleyeceğini ve bir türlü kendiliğinden gelip alacağını istemeyeceğini biliyorum. Neyse, gelelim hesabımıza: Ayda otuz rubleye anlaşmıştık…”

“Kırk.”

“Hayır, otuz. Not etmiştim, çok iyi aklımda. Hem ben öğretmenlere her zaman ayda otuz ruble öderim. Bu duruma göre; buraya geleli iki ay oluyor, dolayısıyla…”

“İki ay beş gün.”

“Tam tamamına iki ay. İşe başladığın günü özellikle not etmiştim. Bu demektir ki, altmış ruble kazanmışsın. Ancak sen bu iki aydan Pazar günlerini çık… biliyorsun ki, pazarları Kolya’ya bir şey öğretmedin, sadece beraber yürüyüşlere çıktınız. Ve üç tatil günü…”

Julia Vassiyevna kızgınlıktan kıpkırmızı kesildi ve öfkeden iki eliyle sıkı sıkı entarisinin eteklerine yapıştı. Fakat hepsi bu kadar…tek bir çıt dahi çıkarmadı.

“Dokuz Pazar, üç tatil günü, yani on iki rubleyi çık! Dört gün Kolya hastaydı, dolayısıyla ders falan vermedin, zaten o sıralarda Vanya ile uğraşıyordun. Üç gün de bir diş ağrısı yüzünden çalışmamıştın ve karım sana öğleden sonraları dinlenmen için izin vermişti. On iki, yedi daha… eder on dokuz. Altmıştan çıkar, geriye ne kalır?.. hımm… Kırk bir ruble. Tamam mı?”

Julia Vassilyevna’nın sol gözü kızarmış, yaşla dolmağa başlamıştı bile. Çenesi hafifçe titriyordu… Sinirli sinirli öksürdü, hızla burnunu sildi. Ancak hepsi bu kadar…tek bir çıt yok.

“Yılbaşına yakın bir gün, bir çay bardağı ve bir de tabak kırmıştın. Bunlar için de iki ruble çıkar. Çay bardağı dededen kalma antika olduğu için aslında iki rubleden çok daha fazla ederdi, ama neyse…boş ver. İşin sonunda ben ne zaman zararlı çıkmadım ki! İhmalin yüzünden Kolya bir gün ağaca tırmanmış ve ceketini yırtmıştı. Onun için de on ruble say. Yine senin dikkatsizliğinin yüzünden hizmetçi kız Vanya’nın ayakkabılarını çalmıştı! Evde tüm olup bitenleri dikkatle izlemen gerekir. Sana bunun için para veriyoruz. Dolayısıyla beş ruble daha çık. Ocak ayının sonunda sana on ruble vermiştim…”

“Hayır, böyle bir şey yapmadınız!” diye Julia Vassilyevna zorlukla yutkunarak cevap verdi.

“Not etmiştim. Yanlış olmama imkân yok!”

“Şey… Peki, öyleyse.”

Kırk birden yirmi yediyi çıkar… kalır sana on dört.”

Kızcağızın şimdi iki gözü birden yaşla dolmuştu. Küçücük şirin burnunun altında da ter damlacıkları belirmeye başlamıştı. Zavallı kız!”

“Şimdiye kadar bana bir kere para verildi” diye titreyen sesiyle konuştu. “Ve o da sizin karınız tarafından. Hepsi üç ruble, fazla değil.”

“Sahi mi? Görüyor musun, ben onu not etmemişim! On dörtten üç daha çıkar…kalır on bir. Al azizim, işte paran: Üç, beş, dokuz, on, on bir. Tamam mı?”

On bir rublesini de avucuna koydum. Uzandı, aldı ve titreyen parmaklarıyla cebine sokuşturdu.

“Mersi” diye boğuk bir sesle fısıldadı.

Birden yerimden fırladım ve başladım odanın içinde bir aşağı bir yukarı gidip gelmeye. Sinirlerim son derece bozulmuş, kan tepeme fırlamıştı. Kızgın kızgın;

“Ne için bu… ‘Mersi’” diye sordum.

“Verdiğiniz para için.”

“Hakkını yediğimi sen de bal gibi biliyorsun Aman Tanrım! Ne biçim insansın sen, görmüyor musun ki, seni göz göre soydum! Daha ötesi ver mı bunun, paranı çaldım! Ve sen hâlâ ‘Mersi’ diyorsun!”

“Bundan önce çalıştığım yerlerde hiç vermemişlerdi.”

“Hiç mi vermemişlerdi? Şaşırmaya da gerek yok ya! Bana gelince, sana ufak bir şaka yaptım. Sırf ders olsun, öğrenesin diye bu insafsızca yolu seçtim… Merak etme, seksen rublenin tamamını da sana vereceğim! Al işte, hepsi şu zarfın içinde seni bekliyor… Ancak bir insanın bu kadar pısırık olabileceğine de hâlâ inanamıyorum! Neden haksızlığa baş kaldırmıyorsun? Dünyada bu denli yüreksiz, tabansız olmak mümkün mü... Bu kadar ödlek olmak?”

Acı bir gülümseme dudaklarının kenarında kıvrıldı. Yüzündeki ifade, “Mümkün”, diyordu.

Kendisine zalim bir yoldan ufak bir ders verdiğim için özür diledim. O hâlâ şaşkın şaşkın bakınırken eline seksen rubleyi sıkıştırdım. O yine her zamanki ‘Mersi” siyle mırıldanır gibi üst üstü defalarca teşekkür etti ve odadan çıktı. Arkasından bakarken kendi kendime düşünüyordum:

“Şu dünyada zayıfları ezmek ne kadar kolay!”

Değerli Dostlar,

Yukarıdaki öyküyü dünyaca ünlü Rus yazar Anton Çehov yazdı.

Ben, bundan tam 50 yıl önce, Anton Çehov’un hikâyelerini Türkçeye çevirdim. Kitabı, İstanbul’da Hareket Yayınları yayımladı.

Anton Çehov’un “ÖDLEK” adlı öyküsünü, günümüz Türkiye’sinde, Vatanın Varlıkları satılırkennnn gıkı çıkmayanlara armağan ediyorum.🤔




"Ç'ALINTIDIR"

28 Kasım 2023 Salı

Küre Hamam Cafe !!!





Bir sene önce kapım çaldı postacı tebligat getirmis. Emekli memurum imza atıp almak istemedim. İkna etti beni, Belediye'den geliyor sıkıntı yoktur diye. Kesin emin oldugum konu ise maddi sıkıntımızın olmadıgı yagımızla kavrulmayı henüz!!! basarıyor oldugumuz. Yani henüz icralık, hacizlik durumlarımız yok. Şakası bile kötü geldi. Zarfı actıgımda ögrendigim ise evimizin vergisini ödemedigimiz oldu. Nasıl yaa, nasıl olur mümkün degil. Tabii hemen esime ulastım, Belediye'den yaptıgımız arastırma sonucu bahceli evimizin vergisini ödemedigimiz söylendi bu yüzden geriye dönük cezalıyız. Nasıl yaa bahceli evimiz yokki bizim. Hayır dediler var. Daha derin arastırmalar sonucu babanemden miras kaldıgını ögrendik. Bir köy'de hemde...

Orda bir köy var uzakta, o köy bizim köyümüzdür.

Cocuklugumda en cok özendigim bir konuydu bu. Hafta bası ilk derse baslamadan canım ögretmenim naptınız haftasonu diye sorar, sınıfın cogunlugu köydeydik cevabı verirdi. Anneme neden bizim köyümüz yok diye sormuslugum coktur.

Bu miras meselemiz uzun hikaye. Kısaca anlatmak istedigim mevzu. Devletin cok kisiye miraslık konular cıkarttıgı. Gittigimiz Adliye, Tapu ve Nüfus dairelerinde gördügüm manzara bu.

Küre ilcemizin, bir köyü bizimki. Bir seneyi gecti dedim ya, biz henüz evi görmedik bile. Ama resmi islemler icin Küre'ye gittigimizde biz 3 kardes güzel anılar toparladık. Bu post konusu bizim miniminnacık Küre'miz de mesai saatleri harici zamanlarda ve diger bekleme süreclerinde nerde vakit gecirsek diye aranırken Hamam Cafe yi bulduk. Bildiginiz eski hamam ama hoş olmus dogrusu. Bahcesinde kahve keyfi bile yaptık.



Yolu düşecekler için minik bir bilgi; kesinlikle Küre mantısı yenmesi gerektigi



30 Ekim 2023 Pazartesi

100.Yıllık Anı Postu

 






Altmıs olmama cok az kaldı. Bir yüzyıl daha yasama sansım yok. Olsada istemezdim dogrusu. Yanlıs anlasılmasın. Yasama şevkim azmim istegim gectigimiz aylarda hatta yıllarda yerlerde sürünsede herseye ragmen yasamak güzel diyerek dört elle olmasada bir sekilde tutunuyorum hayatıma.
Bir önceki post ile anlatmıstım. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını büyük kalabalıklarla büyük sehirlerimizin birinde kutlama planlarımı minik baskanımız yüzünden iptal edip yasadıgım sehirde kutlama kararı aldıgımı. Bu post dünümü anlatıyor. Aldım elime bayragımı, giydim en sevdigim Atatürk'lü Fenerbahçe formamı ve kafama en uygun olan kutlamamı yaptım. Nasılmı? Benim gibi "Bayramımı Kutlarım" diyen gönüllü dostlarımla... Cok fazla resim cekilmedik dogrusu, az ve öz oldu. 



26 Ekim 2023 Perşembe

Bugün!!! Fenerbahcem ve Ben 💛💙




 







An itibari ile Fenerbahcem 18de 18 yaptı. Keyfim yerinde. Daha ne isteyim 💛💙

1989 Yılından bu yana bu kadar keyifle maç izleyemez olmustum. Aman nazar degmesin. Ülke puanlarımız yükselsin. 




Baskanımın'da hep söyledigi gibi;

Atatürk'ün hangi takımı tuttugu degil,

kimin onun yolundan gittigi önemli...

Tesekkürler Fenerbahcem









9 Ekim 2023 Pazartesi

09.Ekim // Bugün Benim Dogum Günüm

 



59 oldum bugün. 

Bu sabah buz gibi ve kapkaranlık bir güne "Günaydın" dedim. Daha dün 25 derecelerdeyken, bu sabah 9 dereceydi bizim memleket. Günlerden de 9 ve Ekim. Yarın yine 20li derecelerde bu memleket. Nedirse artık bana kastı!!! Nasıl bir sanssızlıksa bu, ne diyimm ben bilemedim.

Aslında henüz 18.5 filanım da neysee. Çok özendigim ve istediğim seyler oldu şimdiye dek. Asla hicbir özendigim olmadı. Mesela; saclarımın gür ve dalgalı olması, cok düzgün tırnaklar, uzun boy. Hicbiri yok bende. Amann neyse bodur tavuk her dem taze diye kısa tesellisi ile avunayım ben yine. Hadi boy neyse ama basımda sac ellerimde tırnak kalmadı. Hayat sen ne cabuk hacadın beniii...

Günümü tamamen tembellige ayırdım bugün. Birseyler yapmayı yasakladım kendime, o yüzden yarını iple cekiyorum. 


Fiziksel özellikler bir yana hayatım boyunca cok istedigim hic bir seyde olmadı. Ege ve İzmir saplantı olmustu bir aralar, vazgectim gerceklesmeyince. Bir ara ciddi psikologluk olmustumda.


(Yunuslarla yüzme videomu gugıl hemen sildi maalesef)

En cok hayalini kurdugumsa yunuslar ile birlikte yüzmek. Mümkünatsız...

Bir ara Avustralya'da tatil hayalim vardı. Ama kocam iltica fikirlerimi anlayınca planlarım suya düstü. Vazgecemedigim hayallerimden biri Kuzey Işıklarını izleyebilmek.


Olmayacak bir duamıydı bu.

Maalesef emekli memur olunca olmayacak dua tabii bu. Bu konuya hic girmeyim ama Üni.mezunu emekli memurum ve asgari ücretli benden cok alıyor.............................




Dipteyim, Sondayım, Depresyondayımmm :))

Sevgilerimle



21 Eylül 2023 Perşembe

Hayatıma Verdigim Depresyon Molası

 





Mart ayından bu yana blog evimi ihmal ettim. Bu sefer cok uzun ara verdim. Özlemisim. Geri döndüm... Bu post ve hazırlayacagım birkac post ile bu arayı kapatacagım. 



4 Şubat tarihinde, büyük acılar, kayıplar yasadıgımız depremden hemen önce bu saksı dönüsüm sehpayı yapmıs ve bir post ile paylasmıstım. Sabaha karsı 04.20de ki depremi ben duymadım, hissetmedim. Kastamonu'da uykudan uyananlar olmuslar. Ben ikinci depremi ögle sonrası tv karsısında canlı yayın sırasında 1000km. ötedeki Elbistan ile aynı anda sallanırken net yasadım. Cok siddetli yasamasamda o kadarı ile duydugum korku bir ömür yeter. Sonrasında sanırım cogumuz aynı modlardaydık. Ev temizligi yapmasamda olur. Ne gereksiz!!! Evde tadilat gerek, fayans araları derzler yok olmus amann ne gerek var yıkılacak altında kalacagız. Uyumasam... Kıyafetlemi yatsam... Tükenmislik Sendromu sanırım tamda benim yasadıgım. 


18 veya 19 Mart yakın bir arkadasım sayesinde hayata dönüs noktası oldu. Minnettar oldugum arkadasım, beni bir gönüllüler grubunun icine, ikna ısrar ve cabası ile dahil etti. Acık söyleyimki veya yazayımki kendimi bildim bileli ben Kemalistim ve sol görüslüyüm. Mustafa Kemal ATATÜRK kırmızı cizgimdir. Fakat Kemal Kılıcdaroglu asla sevmedigim inanmadıgım güvenmedigim birisi olmustur. Emekli memurum ve calısma yıllarımda da asla faal olamadıgımdan bu gönüllülük isi bana iyi geldi dogrusu. Yaklasık üc ay 50'den fazla ve belirli yas üzeri kadın arkadasımla beraber,  ilimiz ve ilcelerimizde kapı kapı sokak sokak dolastık, tesekkürler aldık, küfürler yedik, güldük agladık ama herseyden önemlisi ülkemiz icin degisim isteyenler olarak ByKemal'e inandık ve güvendik.



19 Nisan!!! Dolu yagısı altında Ekrem Mitingi yaptık. Tepeden tırnaga ıslandık. Bazılarımız hastalandık. 




Resim icin bana böyle pozlar veren bu serseri bir ilce gezimiz sırasında cektigim hatıra fotoları arasında en sevdiklerimden...



19 Mayıs...
Secim öncesi bu halimiz bana hep okul yıllarımızdaki coskuyu hatırlattı hani stadlara toplu halde gidip bayramı tam anlamıyla yasadıgımız o yılları. 



Sonuc!!! 

Hayal kırıklıgı olsada deger... Nedenmi ? Öyle güzel dostlar edindimki bu kısa sürecte. Duydugum küfürlere, hadsiz cahil insanlara, agzından cıkanı kulaklarının duymadıgı yobazlara inat... Ben bu sürecte cok degerli can'lar tanıdım. Onlarla mutlulugu, mutsuzlugu, gülmeyi ve eglenmeyi, beraberce aglamayı, iki lokmayı paylasmayı, bagıra bagıra sarkı türkü ve mars söylemenin keyfini tattım. 

İYİKİ VARSINIZ...


26 Ocak 2023 Perşembe

ByŞanslı ve Mini Kuş'larım


Bu aralar tam anlamıyla boş boş duruyorum. Ne kitap okuyor, ne yürüyüse cıkıyorum. Atölye yaptıgım odamı toparladım. Hic bir seye el sürmüyorum. Memlekette tam bir bahar havası son bir aydır hüküm sürüyor. Bu durum da benim alerjileri azdırıyor. Hapşırıklarımın ve kaşıntılarımın sebebi tam da bu havalar. Şairin de dedigi gibi yanii. "Beni bu havalar" ahhh beni bu havalar tembel etti.

Gectigimiz haftalarda sadece iki gözle görülür ama bence minicik iki düzenleme yaptım. Birisi kuşlarıma mekan, ikinciside kuşlarıma mekan. 

Can yoldasım bir minik arkadasım vardı. By Sanslı olarak arada bir post hazırlıyordum. Konusmayı ögrenmis sürekli bana cevap yetistirir olmustu. Ne yazıkkı kaybettim minigimi. Sanırım üç ay oldu ama alışamadım, alışamıyorum onsuzluga. Bir daha asla, aslaa arkadas almayacagım hayatıma. Onsuzluga ithafen kus objeleri ile calıstım biraz. Kafesini verdim işine yarasın diye birilerine. Fakat ona ait tüm oyuncaklarını bu calısmalarda kullandım. Gördükce içim acıyor ama alısmam lazım.


1 Ocak 2023 Pazar

Hoşgeldin 2023🎄🎇🎆🎈🎉✨

Bizler için, çok önemli bir yıl olacak. Öyle çok beklentim varki 2023 yılından. mesela beklentilerimden birisi bu yıl Fenerbahçe'min şampiyon olması. Dilerim ki bu yıl beklentilerimiz gerçekleşir. Cumhuriyetimizin 100. yılında Fenerimin ışığı hiç sönmesin. Senenin bu ilk gününün, geç saatlerinde bu postu hazırlarken, aklımdaki düşüncelerimi klavyedeki parmaklarıma yazdıramıyorum. Hangi birini yazayım diyor iç ses bir taraftan. Onu dinlemiyorum hiç. Ama bu yıl nasip olursa, gerçekleştirebilirsem en büyük planım 29 Ekim'de İzmir'de olmak...


Mutlu Umutlu Yıllar diliyorum.





Haftalardır memleketimde yoğun sis yaşıyoruz. Öğrendiğime daha doğrusu duyduğum bilgilere göre çok yer sis altında. Fakat bıktım artık yemin ederim. Yapayalnız hissediyorum. Bazen camı açıp yada balkona çıkıp imdattt diye bağırmamak için zor duruyorum yada eşim gelip camı kapatıyor. Bu akşam saatlerinde evimizin oldugu alan yüksek bir kotta ve bende binanın en tepesinde olduğumdan manzaram ilginçti. Hemen resimlendirdim. Altta fotolar mevcut. Hatta bir kaçında Ilgaz dağları az cok görünüyor. Uçak kanadından çekmişim gibi sanki. Yada balkondan ayağımı atsam üzerinde yürüyecek gibi. Ruh dünyam zaten bozuk bu sis olayı iyice raydan çıkaracak beni.


1 Ağustos 2022 Pazartesi

Fil Ayağı Vazo & Jüt Urgan Halat Sarmalı



29 Haziran 2022 Çarşamba

27/28 Haziran 2022 Kastamonu

 


Berbat bir gündü 27 Haziran. Abana felaketini daha yeni yasamısken, tatmısken o acıları. Abana, Kastamonu'nun ilcesi, güzelmi güzel bir beldesi. Dilerim tekrar tekrar yasamayız o kara günleri. Diyecegimde yasıyoruz yasatıyorlar. Bu memlekette kendimi bildim bileli sel gelir ölümler kayıplar yitip gidenler olur. Cocuklugumdan öyle cok hatıralar varki asla unutamadıgım. Sehir merkezindeydi evimiz ve Kastamonu icinden gecen malum o hep tasan deremiz evimize encok ücyüz mtydi. Her siddetli yagısta önce ara sokaklardan sel gelir sonra dere tasar ve köprüleri arabaları insan ve hayvanları alır götürürdü. Hic unutmadıgım bir kare beynime kazılı, batacıka camurlu suyun icinde cıglıklar atarak kaybolup giden bir teyze. İnekleri koyun ve kuzuları hatırlıyorum her selde suya kapılıp giden. Evimizin önündeki köprüden asla gecmezlerdi hayvancıklar normal zamanlarda da. Özellikle esekler :)) İnatcı katırlar. Eeeee hissediyor tabii hayvancıklar o köprünün, onun icin tehlike arzettigini gecmek istemiyorlar.  Yazarken düsündüm de cocuklugumda ne cok hayvan doluydu bu memleket. Kağnıları bile hatırladım şu an öküzlerin cektigi. Vayy be ne güzeldi o yıllar kötü anıları hatırlasamda. Bir seferinde oduncu bir amcamda, oduncu oldugu icin belinde tasıdıgı urganı kullanıp, karsı komsumuzun ahsap kapı süslemesi metallere kendini baglayarak kurtulmustu sele kapılıp gitmekten. Camdan ona bagırarak dua etmekten baska bir destegimiz olamamıstı. Kastamonu su'dan gidecek burada herkesin bildigi bir sehir efsanesi. Baska bir post ile arastırmalarımı yazacagım. 


26 Ocak 2021 Salı

50 Yıllık En İyilerimi Derledim



 




Dilime, beynime yer etmis yüzbinlerce sarkı,türkü, melodi olsada farkettimki benim icin her zaman ennn iyisi beni en cok etkileyeni "MyWay".  Dün yine dinlerken geldi aklıma.  Hic vazgecemeyecegim, bıkmayacagım ve her dinledigimde etkilenecegim belkide tek parca. Belki en büyük etkisi Frank Sinatra'nın o muhtesem sesidir bilemem!. My Way'den sonra aklıma geldi en sevdiklerimi derleme fikri. Bazı blog dostlarıma ara ara ziyaretlerimde farklı tarzda paylasımlar görmüstüm. Benim düsüncem hani olursa ileride yakın bir gelecekte torunlarım (insallaaaaaah) onlar bloguma gelir bakarlarsa, onlara günlügümü okuyor keyfinide yasatmak istiyorum. Bu arada "BTS" ogluslarımıda acaipp cok seviyorum. Üzüyorlar ogluslarımı onada üzülüyorum.









Ve en sevdigim Dizi Breaking Bad... Belki on kez ilk bölümü izlemisimdir. Neden mi? Aman izlemeye degermi;  degmez yaa deyip diziyi terk etmem. Bir süre sonra kii bu bir süreler arasında yıllar oluyor. Milletin izlemelisin!!! uyarıları ile tekrar izle yine bırak böyle uzun süre bir türlü uyum saglayamadım, merak etmedim, izleme girizgahını yakalayamadım. En son oglumun asırı ısrarı ile basladım. Hayret!!! Daha ilk bölümden keyif alarak diziye baglandım. Oglunun etkisi diyebilirsiniz ama inanın degil. Frekansı zor yakalamak bu, yakalayıncada kopamadım. Tüm sezonları bitirene kadar evimde hayatı aksattım. Hala izlemeyen varsa, cok sey kacırıyorlar, bilin istedim. Bu dizi sayesinde "Better Call Soul"da favori dizilerimden ve sezon beklemedeyim. Alttaki dizi ile ilgili ikinci video, diziden favori parcam. Cok eskilerden cok sevdigim bir sarkıydı. ve dizide mükemmel bir bölümde kullanılmıstı. Bir daha izleyebilirim, izleyecek dizi kalmazsa...








Hayatım boyunca cokkk kitap okudum, severim okumayı. Son yıllar gözbozuklugu nedeniyle eskisi kadar yogun okuyamıyorum maalesef. Grange serileri en keyif aldıklarım. Eski yıllarda Agatha Christie'nin okumadıgım kitabı kalmamıstı. Bir ara Beyaz Dizi hastalıgı, genclik yılları ahh ah. İlk okudugum Resat Nuri ve Calıkusu son okumakta oldugum "ÇANKAYA" Falih Rıfkı Atay.



Gelelim benim icin en önemli olana. Beni en cok etkileyene.  "Schindler'in Listesi" Filmini de izledim ama hep derlerya kitap gibi degil diye tek bir sahne o bölümü yeniden okuyorum etkisi yaptıysada kitap kadar carpmadı.



Cocuklugumdan beri hep dilimde olan "İZMİR'in Daglarında Cicekler Acar" son birkac yıldır dahada etkili hayatımda. Fenerbahce'm le Arena'da bile bagıra bagıra söylemek varya iste o dünyalara bedeldi benim icin. Tünel fobim var maalesef, nefret ediyorum tünellerden ama ogluma ulasmak icin iki uzuuuun tünel var önümüzde ve ben o tünelleri, arabanın müzik ve ses sisteminde kullandıgım flasha attıgım İZMİR marsı esliginde bogazım yırtılırcasına bagıra bagıra söyleyerek geciyorum. Tabii psikolog destegi almam gereken İZMİR hastalıgımıda unutmamak gerek












Neden bilmem Marş ögrenme ezberleme bende bir hoby bir zevk. Önemli bircok marsı ezbere bilirim. Hava Harp okulu marsından tutun, Sivastopol'a kadar. Birde cok sevdigim Mehmet Akif Ersoy'a ait "Çanakkale Sehitleri" siirinin ezberledigim büyük bir kısmını sık sık okumak... Milli duyguları gelistirmek tarihi bilmekle olur. Okul yıllarında okudugumuz tarih yada bize ogretilen tarih eksikmis yarımmıs noksanmıs. Ne zamanki Turgut Özakman'dan Cılgın Türkler'i okudum vayy canına neleri bilmiyormusuz diye düsündüm. En basiti yasadıgım sehirin tarihteki öneminde ne cok bilmediklerim varmıs benim





Evet ara ara böyle postlar hazırlayacagım arkadaslar, en sevdiklerim, etkilendiklerim, hoslandıklarım...  Sevgiyle Kalın