. emekliyim.com - Geri Dönüsümün Merkezi: ATATÜRK
ATATÜRK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ATATÜRK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ekim 2022 Cumartesi

Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun / 2022

 







Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe doğru 99 yılı geride bıraktık! 🇹🇷

Cumhuriyet yolunda Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşlarına attıkları her adım için minnetarız.

Ne senden geçeriz, ne senin eserinden! Ruhun şad olsun yüce Atatürk...
CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN



11 Ağustos 2021 Çarşamba

İnebolu'yu Hiç Gördünüz mü? Tarihteki Yerini Biliyormusunuz?

 


11 Ağustos 2021

Memleketim için korkunç bir gün. Salı günü birden gök delindi sanki yıldırımlar, şimşekler. Tüm gece sürdü yağış, hatta bu akşam saatlerine kadar neredeyse hiç durmadı. Sabah saatlerinde hem tvden hem karsı komsudan aşırı yagıslar nedeni ile heyelanlar oldugu haberlerini duydum. Merkeze en uzak ilçemiz 2 saat uzaklıkta genelde. Sahilde cok güzel şirin ilçelerimiz var. İşte dünden beri durmayan yağmurlar Küre, Abana Bozkurt gibi ilçelerimize sel olarak dönüş yapmıs. Dün aşırı yağarken içimden hep dua etmiştim "eyy güzel allahım bu bulutları akdenize yollasak diye" Gitmediler bizim karadenizi boydan boya sele teslim ettik. Sabaha çok kötü haberlere uyanmamak tek duam.



15 Temmuz'da kuzumla sonunda bir araya geldik. En çok özlediği etliekmeğimiz için Öğretmenevi bahçesine koşturduk. Yöresel etliekmek bizde saç üzerinde yapılır, içi sadece kıyma soğan tuz biberdir. Biz bayılırız. Ama tabii yoğurt ekmeğimiz de bir o kadar güzeldir torba yoğurdu ile yapılır. Ispanak Patates ve Mantar ile de yaparız. Mantar mı??? offfff kanlıca veya içi kızıl ve saçaklı dediğimiz mantarla enfes olur. Yok hamur işi ağır gelir yemem diyenlerin, yedikleri adetlerini sayamayacağım kadar çok yediklerine şahitliğim çoktur.


Gelelim şimdi bu post konumuza. Uzun süre önce hazırladım taslak olarak noksanlarım oldugundan duruyordu. Bugün atmaya karar vermiştim. Kötü tesadüf oldu maalesef. Sahilde çok güzel ilçelerimiz var ama benim en sevdiğim İnebolu'dur. 




Kuzum ile birgün de İnebolu gezisi yaptık. Yıllardır bildiğim ama hiç girmediğim Kent Müzesini gezdik kuzumla. Yolu buralara düşecek olanlar mutlaka gezmeli. Çocukluğumdan beri ilçenin merkezinde duran bir kayık vardı. Savaş yıllarından... Bu sefer onun yerine bir sandal gördüm şaşırdım. Oğluma dedim buradaki teknemiz nerdeki merak ettim diye. Aşağıdaki resimlerde sizlerde göreceksiniz bakın nerde!. 


17 Mart 2021 Çarşamba

Kahraman 57.Alay ve Tüm Şehitlerimize Rahmet ve Minnetle...

 













57 nci Piyade Alay Sancağı

" Bu alay sancağı Gelibolu Savaş alanından getirilmiştir. Ama esir edilememiştir. Çünkü Türk ordusunun milli geleneklerine göre bir alayın sancağı, alayın son eri ölmeden teslim edilmez. Bu sancak, son muhafızının da altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalında asılı olarak bulunmuştur.




Bu gece, Çanakkale Savaşı'nda 57. Alay'ın son neferine kadar şehit düştüğü gecedir...




Düşmesin diye yere sancak, Toprağa düştü asker.. "Her biri düşerken yere.. Ellerinden tuttu onları melekler 628 melek ve 628 nefer El ele tutuşup gittiler birer birer."










57. Alay, Çanakkale Savaşı sırasında, 15 Nisan 1915’te Anzak Çıkarmasını durdurması ve verdiği büyük kayıplarla efsaneleşmiş bir alaydır.

57.Piyade Alayı, 19. Piyade Tümenine bağlı üç alaydan biridir. Tekirdağ’ın Yarkışla bölgesinde, 1 Şubat 1915 tarihinde kurulmuştur. Tarihimizin en şanlı birliği olan bu alayın başına kumandan olarak, kahraman Yarbay Hüseyin Avni Bey atanmıştır.

57. Alay, 25 Şubat 1915’te Çanakkale’de bulunan Eceabat’a getirilmiştir. Daha sonra yedek kuvvet olarak Bigali Köyü’ne geçmiş ve 24 Nisan 1915 tarihine kadar, Yarbay Mustafa Kemal ve Binbaşı Hüseyin Avni Bey tarafından sürekli olarak eğitime tabi tutulmuştur.



57. Alay ve Destan Yazılan Çarpışma

Birinci Dünya Savaşının devam ettiği, savaşın en sıcak olduğu dönemde Rusya’da ihtilal çıkmış ve ittifakları olan Fransa ile İngiltere, Rusya’ya yardım götürmek istiyordu. Ancak bu yardımı ulaştırmak pekte mümkün değildi çünkü tam ortada düşmanları olan Almanya bulunuyordu ve bu yolu kullanamazlardı. Geriye bir tek yol kalıyordu oda yardımı boğazlardan göndermek.

Fransa ve İngiltere, İstanbul’u işgal edip, boğazları geçerek yarım götürmeyi ve Osmanlı’yı savaş dışı bırakmayı hedefliyordu. Ancak İstanbul’u ele geçiremeyen düşman kuvvetleri başka bir plan yapmış ve bu plana göre Gelibolu yarımadasına çıkarma yapmayı, boğaz kıyılarındaki tüm Osmanlı ordusu temizleyerek geçeceklerini düşünüyorlardı.

Osmanlı donanması da çıkarmayı nereden yapacaklarını ve merkezde mi yoksa kıyıda mı müdahale edileceğini tartışıyordu. Çıkan sonuca göre yerin Saroz Körfezi olacağı ve merkezde durdurulması gerekiyordu.

Fakat yedek kuvvet olarak Bigalı köyünde bulunan 19. Tümen Komutanı, Yarbay Mustafa Kemal, ordudaki görüşten farklı düşünüyordu. Mustafa Kemal’e göre, düşman Arıburnu konumundan çıkarma yapacaktı ve bu çıkarmaya ordu daha kıyıdayken derhal müdahale etmeli ve geri püskürtmeliydi.


Tarihin 25 Nisanı gösterdiği gecede, Bigalı köyünde konumlandırılmış olan 19. Tümen karargahında top ve gemi sesleri duyulmaya başladı. Mustafa Kemal haklı çıkmıştı. Düşman kuvvetleri, tamda tahmin ettiği bölgeden çıkarma yapmaya başlamıştı. Mustafa Kemal derhal durumu üstlerine bildirdi ve kendisine bir tabur asker ile düşmanı karşılama emri verildi. Ancak düşman çok kalabalıktı ve kesinlikle merkeze ilerlemeden kıyıda durdurulmalıydı. Mustafa Kemal bir yanda hızla ilerleyen düşman kuvvetleri, öbür yandan da askerliğin en temel kavramı olan “emir” arasında kalakalmıştı. Milletin istikbali adına bir karar vermesi gerekiyordu ve verdi. Tüm sorumluluğu üstlenerek, emir almadan, 57. alayın tamamına harekat emri verdi.

25 Nisan sabah Mustafa Kemal Conkbayırı’na kadar ilerlemiş ve 57. Alay’ın tamamı arkasından gelmekteydi.

Bu sırada düşman kuvvetleri, kıyıda az sayıda bulunan Türk askerini ezerek kıyıya çıkmış ve bölgeye en hakim olan 261 rakımlı tepeye ulaşmıştı. Kıyı bölgesi kaybedilince, askerler kaçmaya başlamış, Conkbayırı’na doğru tırmanmışlardı. Kaçan askerleri gören Mustafa Kemal bu sırada tarihe geçen o konuşmayı yaptı. Kendi ağzından bu olayı şöyle anlatır:

“ - Niçin kaçıyorsunuz? Dedim.
- Efendim düşman…
- Nerede düşman?
- İşte… diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
Gerçekten de düşman bana, benim askerlerimden de yakın. Düşman bulunduğum
yere gelse kuvvetlerim pek kötü duruma düşecek. O zaman bir mantıkla mıdır, yoksa
bir içgüdü ile mi, bilmiyorum, kaçan erlere:
- Düşmandan kaçılmaz, dedim.
- Cephanemiz kalmadı, dediler.
- Cephanemiz yoksa süngümüz var, dedim ve bağırarak:
- Süngü tak, dedim. Yere yatırdım. Erler yere yatınca düşman da yere yattı.
Kazandığım an, bu andır. Düşman ne yapacağına karar verinceye kadar 57. Alay da
Conkbayırı’na yetişti.”

Düşmanın yere yatmasıyla geçen zamanda arkadan gelen 57.Alay askerleri oraya yetişmişti. Mustafa Kemal 57. Alaya taaruz emrini şöyle verdi. “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimizi başka birlik ve komutanlar alacak.”

Daha sonra bölgeye gelen diğer yüzbaşına, büyük bir risk alarak 19. Tümen’in tamamını istediğini söyledi. Böylece 27. Alay da düşmana karşı saldırıya başlamıştı.

25 Nisan 1915’te, Kurban bayramın ilk gününde 57. Alay kendisinden 4-5 kat büyük bir orduya karşı bir kahramanlık mücadelesi verdi ve alayın 3te 2si orada şehit oldu. Binbaşı Hüseyin Avni Bey’de çarpışma sırasında şehit düşmüştü. Gün ağarırken, düşman 261 Rakımlı Tepe’den temizlenmiş, bir milletin kaderi 3000 kahraman asker ile değişmişti.

Daha sonra 57. Alay’ın sağ kalan askerleri Filistin Cephesi’nde görevlendirilmiştir.

57.Alay Sancağı Nerede?

Günümüze kadarki sürede, 57.Alay Sancağı nerede sorusuna dair herhangi bir bilgi sonuca ulaşılamamıştır. Ancak, Türk ordu geleneğinde sancak kutsaldır ve asla yere düşürülmez, düşmana teslim edilmez, bu görüş göz önünde bulundurulduğunda, en son Filistin Cephesinde savaşan Alay’ın İngilizler tarafından esir alınırken, sancağını teslim etmeyerek imha etmiş olmasının kuvvetli bir ihtimal olduğu değerlendirilmektedir.

Bu kahramanların anısına o günden beri Türk Ordusu’nda 57. Alay bulunmamaktadır.

57.Alay şehitliği Çanakkale Gelibolu Yarımadası’nda Kanlısırt’ta bulunmaktadır.

İşte o kahramanlar, hala oradalar hala o tepeyi bekliyorlar!

Kaynak: Çanakkale Savaşı 57.Alay Kahramanlık Hikayesi



30 Ağustos 2020 Pazar

30 Agustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun

 




Resim


Zafer ne diye sorarlarsa; Onlara kalem tutması gereken minik ellerin sonunu düşünmeden silaha sarılmasıdır dersin! Yağmur gibi yağan mermilere gözünü bile kırpmadan göğsünü geren evlatlardır dersin!

Sırtında evladı gibi kundakladığı top mermisini cepheye taşıyan Türk kadınıdır dersin! Zafer bir hilal uğruna batan güneşlerdir dersin! Esaret nedir bilmeyen ,zincirlerin tutamadığı bir milletin baş kaldırışıdır dersin zafer!

Zafer! Dört bir yanı işgal altındayken vatanın “YA İSTİKLAL YA ÖLÜM!” diyen bir LİDER dir ATATÜRK’tür! Türkiye’dir dersin! Nice şanlı kutlu zaferlere Türkiyem!







14 Ocak 2020 Salı

"İdeal Cumhuriyet Köyü"









Sosyal medyanın gözdesi olan 'Çember Evler'in fikir sahibinin kim olduğunu biliyor muydunuz?

Atatürk tasarladı Danimarka uyguladı: İdeal Cumhuriyet Köyü projesinin uygulandığı Brondby Köyü

Dünyada mimari olarak benzersiz şekilde planlanmış çok sayıda kentsel alan var ki, tasarımlarıyla insanların ağzını açık bırakıyor. Tası tarağı toplayıp gitme isteği uyandırıyor. Onlardan birisi de Danimarka'daki Brondby köyü. Sosyal medyanın gözdesi olan 'Çember Evler'in fikir sahibinin Mustafa Kemal Atatürk olduğunu biliyor muydunuz? Atatürk'ün ölmeden önce 1937 yılında tasarladığı Türkiye'yi temelden kalkındırmayı amaçlamış 'İdeal Cumhuriyet Köyü' projesi, Danimarka'nın Brondby şehrinde uygulandı ve tüm dünyaya örnek oldu.


27 Ekim 2019 Pazar

10.Yıl Marş'ımızın Az Bilinen Hikayesi


Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını,
Dindirdik memleketin yıllar süren yasını.
Bütünledik her yönden istiklal kavgasını;
Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını.



22 Ağustos 2019 Perşembe

23 Agustos Sapka Inkilabı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Kastamonu Ziyareti

23 agustos sapka inkılabı ve atatürk ün kastamonu ziyareti ile ilgili görsel sonucu
23 Agustos tarihi benim icin cok önemlidir. Tarihteki önemini sizler biliyorsunuz zaten ama bir Kastamonu'lu olarak gurur duydugum bir tarihtir. Uzun yıllardır maalesef Kastamonu'da Türk Dünyası Kutlamaları diye bir hafta var. O haftada etkinlikler düzenleniyor. Yarısmalar Sanatcılar Konferanslar Paneller kısacası sehrimize konuklar geliyor ve memleketimin bir sekilde tanıtımı yapılıyor. Buraya kadar tamam; itirazım yok merak ettigim bir yıl 365 gün ve bunca gün hafta zaman vs.icerisinde baska gün'mü yokda 23 Agustos tarihinde yapılıyor bu etkinlikler. Neden Kastamonu'ya Atatürk'ün gelisi ve Sapka İnkılabı haftası olarak kutlanamıyor? Bu postta paylastıgım alttaki alıntı makale yerel gazetemizden, Sn.Afacan hislerime birazcık tercüman olmus...
Tesekkürler...
 MUSTAFA AFACAN










Atatürk’ü uğurlamayan “kutlama programı”
Valilik ve Belediye’nin birlikte düzenlediği “Büyük Önder Atatürk’ün Kastamonu’ya Gelişleri, Şapka ve Kıyafet İnkılâbı’nın 94. Yıldönümü Törenleri” 23-30 Ağustos 2019 tarihleri arasında kutlanacak…
İyi de Atatürk Kastamonu’dan 31 Ağustos günü ayrıldı, uğurlamıyor muyuz?
“23-30 Ağustos” tarihlemesi yanlış…
“23-31 Ağustos” olmalı.
Kastamonu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve gazetemiz yazarı Mustafa Eski’nin “Atatürk, Cumhuriyet ve Kıyafet Devrimi” makalesinden okuyalım…
“Atatürk 31 Ağustos 1925 günü Kastamonu’dan ayrılmıştır. Gelişinde olduğu gibi, ayrılışında da büyük bir kalabalık tarafından uğurlanmıştır. Gazi’nin kalabalığa hitaben ‘Allaha ısmarladık arkadaşlar’ sözü üzerine Kastamonu Lisesi Almanca öğretmeni Cemal (Koral) Bey heyecanlı ve uzun bir konuşma yapmış; Atatürk’ün büyüklüğünden, yaptıklarından, Kastamonu’da geçirdiği sekiz günlük geziden söz etmiş ve ayrılıktan duyduğu üzüntüleri dile getirmiştir. Cemal Beyin bu konuşmasına Atatürk kısa ve anlamlı sözlerle karşılık vermiş; halkın coşkun tezahüratından duyduğu sevinci belirterek şunları söylemiştir: ‘Benim için sizden ayrılmak çok elimdir. Arkadaşımızın ifade ettiği mecburiyet-i katiyye olmasaydı şimdi buradan geri döner ve çok bahtiyar olurdum. Fakat emin olunuz ki, size veda için elimi uzattığım zaman bu, sizden uzaklaşmak için değil sizinle temasımı bütün ömrümde hissetmek içindir. Teminat verebilirim ki, burada bulunmadığım halde bile yine sizin içinizde imiş gibi mütehassis olacağım. Arkadaşlar. Çok yerde büyük tezahürata şahit oldum. İtiraf edeyim ki, buradaki tezahüratın şiddet-i samimiyetini çok yüksek gördüm. Buna hasseten teşekkür ederim. Bu samimiyet kitlesi karşı­sında ifade-i meram edebilmek çok güçtür. Biliyorsunuz ki, samimiyetin lisanı yoktur. Samimiyet kabil-i ifade değildir. O, gözlerden, nasiyelerden anlaşılabilir. Size nasiyemi, gözlerimi tevcih ediyorum. Bakınız, görünüz oradan an­layacaksınız ki kalbim çok şiddetli daraban etmektedir. Cümlenize derin bir muhabbetle veda ediyorum.’
94’üncü yıldönümü programında “uğurlama” yok…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Terzi Mehmet Ağa’nın konağından sabah arabasına bindiği gibi şehrimizden ayrılıyor kutlama programına göre.
(Önceki yıllarda da aynı tarihlerde düzenlendi yıldönümü programı, sadece bu yılın kusuru değil…
Tören programına itirazım yok, 30 Ağustos’ta bitirilebilir, ancak Atatürk’ün Kastamonu ziyaretine ilişkin davetiye yahut diğer yazılı materyallerdeki tarihleme “23-30 Ağustos” olarak değil, “23-31 Ağustos” olarak kayda alınmalı.)
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Kastamonululara hitaben 31 Ağustos günü söylediği “Fakat emin olunuz ki, size veda için elimi uzattığım zaman bu, sizden uzaklaşmak için değil sizinle temasımı bütün ömrümde hissetmek içindir” sözleri yüzü suyu hürmetine en azından…
Tarih hatası yapmayalım.
  • ••

Stadyumdan
içi boş törenlere
yolculuk
“Büyük Önder Atatürk’ün Kastamonu’ya Gelişleri, Şapka ve Kıyafet İnkılabı” yıl dönümü törenleri 1960’lı yıllardan beri ilimizde her yıl kutlanıyor, ilk başlarda sadece 23 Ağustos günü yapılan görkemli törenler sanırım 1980’li yıllardan itibaren “hafta” bazında düzenlenmeye başlandı…
Stadyumda coşkuyla ve hıncahınç tribün doluluğu ile başlayan yıl dönümü programları zaman içinde son derece kısır bir hal aldı.
Yıldönümü törenleri valilerin hassasiyetleri ile çoban ateşi misali zaman zaman harlansa da, genelinde “dostlar alışverişte görsün” kaygısının ötesine geçilemediğine tanık olduk…
“Görev yerine getirmek” olsa olsa.
1990’lı yıllarla birlikte “Büyük Önder Atatürk’ün Kastamonu’ya Gelişleri, Şapka ve Kıyafet İnkılabı” kutlama programı ile aynı tarihe “Türk Dünyası Günleri” programının konulması ise ayrı bir vakıa…
Başka tarih kalmamış gibi “23-25 Ağustos” tarihlerine yerleştirildi “Türk Dünyası Günleri”.
(23-25 Ağustos tarihlerinin Türk dünyası açısından özel bir önemi mi var, söz konusu program başka bir tarih aralığında düzenlenemiyor mu?..
Niye illa da “Büyük Önder Atatürk’ün Kastamonu’ya Gelişleri, Şapka ve Kıyafet İnkılabı” ile aynı tarih.)
Gönülden anacaksak analım, kutlayacaksak kutlayalım, mevzunun “kıyafet” değil “zihniyet devrimi” olduğunu anlayacaksak anlayalım…
Yahut hiç zahmet etmeyelim.
 23 agustos sapka inkılabı ve atatürk ün kastamonu ziyareti ile ilgili görsel sonucu












16 Mart 2018 Cuma

"ZAMAN ALISMAYI ÖGRETİR BELKİ AMA UNUTMAYI ASLA!!!"

Türkiye 9. sınıf öğrencisi 3 gencin Yazdığı Yazıyı Konuşuyor..!







Sevgili Atatürk,
Bırakıp gittin bizi
Sen’i unuttuk sanma

Zaman alışmayı öğretir belki; ama
Unutmayı asla!


14 Nisan 2017 Cuma

İzmir'in Dağlarında Mustafa Kemal'lere Selam Olsun!!!

Madem bu blogum bu paylasımlarım evladıma ve gelecekte insallah torunlarıma miras öyleyse mirasıma kesinlikle eklemem gereken bir post olmalı bu post

Haftalar önce izlerken müthis etkilenip aglamıstım 

Yıllar önce Haluk Levent Kastamonu'da okumustu üniversiteyi bir kezde minibüste karsılasmıstık gencecikti tabi o zamanlar. Hep gurur duydugum güzel isler yaptı, her zaman ilgiyle keyifle izledim ama bu son yaptıgı inanın cok duygulandırdı gururlandırdı beni


Öncelikle ATA'ma Selam olsun 

"Heroes who shed their blood and lost their lives! You are now lying in the soil of a friendly country. Therefore rest in peace." M.K.Atatürk.:

Ve

Selam Olsun...

 bu vatan icin vatan topragına canını katanlara Nurlar icinde yatsınlar her birinin mekanı cennetin en güzel katları olsun insallah




29 Ekim 2016 Cumartesi

"Nice Yıllara Cumhuriyet'im"




Müjdeler var yurdumun toprağına taşına,
Erdi Cumhuriyetim elli şeref yaşına,
Bu rüzgârla şahlanmış dalga dalga bayrağım,
Başka bir tuğ yaraşmaz Türk’ün özgür başına.

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu…

Yılları bir çığ gibi aşarak hafta hafta,
Koşuyoruz durmadan kadın-erkek bir safta...
Elimizde meşale, ilke ilke Atatürk, 
Işıklarla donattık ülkeyi her tarafta...

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu…

Aynı kandan feyz alır bunca toprak, bunca taş…
Kılıç tutan bilekler, verdi sabanla savaş.
Tekniğin dev nabzında her adım, her dakika, 
Çarklarda aynı tempo, yüreklerde aynı marş…

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu.

Biz yürekten bağlıyız elli yıldır bu yola,
“Yurtta barış” ilk hedef, “Cihanda sulh” parola.
Koparamaz hiçbir güç bizi millî birlikten,
Ata’mızın izinde koşuyoruz kol kola...

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu.

Yaşasın hür ulusum, soylu gencim, benliğim,
Yaşasın şanlı ordum, sarsılmaz güvenliğim.
Ersin elli yıllarım nice mutlu çağlara,
Örnek olsun cihana devletim, düzenliğim…

Cumhuriyet, özgürlük, insanca varlık yolu,
Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolu.

Bekir Sıtkı ERDOĞAN


3 Mayıs 2015 Pazar

108.Yaş Anısına... "Fenerbahçe'li Casus Futbolcular "





Siz Fenerbahçeli Olmayabilirsiniz! ..
Ama Onlar Fenerbahçeliydi! ..
Kurtuluş Savaşı'nda İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harrıngton'ın Arabasını Çalıp Mustafa Kemal'e Hediye Eden Fenerbahçeli Futbolcu Casuslar…
Kulüp Bu Hırsızlık Olayından Dolayı General Tarafından Basılıp Kapatılmak İstenince Ayaklanan Bir Anadolu Halkı! ..
Balıkçılık Yapıyoruz Diye İngiliz Askerleri Kandırıp Anadolu'daki Kurtuluşa Silah Kaçakçılığı Yapan Kaleciler, Defans Oyuncuları, Forvetler…




"Ve Atatürk'ün Nasıl Koyu Bir Fenerbahçeli Olduğu"…

…Harrington, tepkilere daha fazla dayanamadı,70 gün sonra Fenerbahçe'nin yeniden açılması kararını imzalarken içinden şöyle düşünüyordu:

'Bu ne tuhaf bir millet! Ülkelerini işgal ettik bu kadar tepki göstermediler. Feneri kapattık hepsi ayaklandı… Neredeyse silaha sarılacaklar.'

Fenerbahçe sadece bir futbol kulübü değildir.

Fenerbahçe geçmişte “vatan ve özgürlük mücadelesi” vermiş bir ulusal teşkilatın adıdır. Fenerbahçe, emperyalizme kaşı verilen ilk bağımsızlık savaşının aktif katılımcısı, emperyalist kuşatmayla çevrilen bir ulusun tek moral kaynağı, tek umut ışığıdır.
 

Fenerbahçe, Mustafa Kemal'in önderliğinde gerçekleşen Kurtuluş Savaşı'nın sarı-lacivert rengidir. 

Fenerbahçe, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'in gönül verdiği takımdır.


"Bugün 3 Mayıs Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu


Ordular Komutanı Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal


 ATATÜRK'ÜN kulübümüzü ziyaret ettiği gün.."