29 Ekim 2022 Cumartesi
Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun / 2022
11 Ağustos 2021 Çarşamba
İnebolu'yu Hiç Gördünüz mü? Tarihteki Yerini Biliyormusunuz?
17 Mart 2021 Çarşamba
Kahraman 57.Alay ve Tüm Şehitlerimize Rahmet ve Minnetle...
" Bu alay sancağı Gelibolu Savaş alanından getirilmiştir. Ama esir edilememiştir. Çünkü Türk ordusunun milli geleneklerine göre bir alayın sancağı, alayın son eri ölmeden teslim edilmez. Bu sancak, son muhafızının da altında ölü olarak yattığı bir ağacın dalında asılı olarak bulunmuştur.
Düşmesin diye yere sancak, Toprağa düştü asker.. "Her biri düşerken yere.. Ellerinden tuttu onları melekler 628 melek ve 628 nefer El ele tutuşup gittiler birer birer."
57. Alay, Çanakkale Savaşı sırasında, 15 Nisan 1915’te Anzak Çıkarmasını durdurması ve verdiği büyük kayıplarla efsaneleşmiş bir alaydır.
57.Piyade Alayı, 19. Piyade Tümenine bağlı üç alaydan biridir. Tekirdağ’ın Yarkışla bölgesinde, 1 Şubat 1915 tarihinde kurulmuştur. Tarihimizin en şanlı birliği olan bu alayın başına kumandan olarak, kahraman Yarbay Hüseyin Avni Bey atanmıştır.
57. Alay, 25 Şubat 1915’te Çanakkale’de bulunan Eceabat’a getirilmiştir. Daha sonra yedek kuvvet olarak Bigali Köyü’ne geçmiş ve 24 Nisan 1915 tarihine kadar, Yarbay Mustafa Kemal ve Binbaşı Hüseyin Avni Bey tarafından sürekli olarak eğitime tabi tutulmuştur.
57. Alay ve Destan Yazılan Çarpışma
Birinci Dünya Savaşının devam ettiği, savaşın en sıcak olduğu dönemde Rusya’da ihtilal çıkmış ve ittifakları olan Fransa ile İngiltere, Rusya’ya yardım götürmek istiyordu. Ancak bu yardımı ulaştırmak pekte mümkün değildi çünkü tam ortada düşmanları olan Almanya bulunuyordu ve bu yolu kullanamazlardı. Geriye bir tek yol kalıyordu oda yardımı boğazlardan göndermek.
Fransa ve İngiltere, İstanbul’u işgal edip, boğazları geçerek yarım götürmeyi ve Osmanlı’yı savaş dışı bırakmayı hedefliyordu. Ancak İstanbul’u ele geçiremeyen düşman kuvvetleri başka bir plan yapmış ve bu plana göre Gelibolu yarımadasına çıkarma yapmayı, boğaz kıyılarındaki tüm Osmanlı ordusu temizleyerek geçeceklerini düşünüyorlardı.
Osmanlı donanması da çıkarmayı nereden yapacaklarını ve merkezde mi yoksa kıyıda mı müdahale edileceğini tartışıyordu. Çıkan sonuca göre yerin Saroz Körfezi olacağı ve merkezde durdurulması gerekiyordu.
Fakat yedek kuvvet olarak Bigalı köyünde bulunan 19. Tümen Komutanı, Yarbay Mustafa Kemal, ordudaki görüşten farklı düşünüyordu. Mustafa Kemal’e göre, düşman Arıburnu konumundan çıkarma yapacaktı ve bu çıkarmaya ordu daha kıyıdayken derhal müdahale etmeli ve geri püskürtmeliydi.
Tarihin 25 Nisanı gösterdiği gecede, Bigalı köyünde konumlandırılmış olan 19. Tümen karargahında top ve gemi sesleri duyulmaya başladı. Mustafa Kemal haklı çıkmıştı. Düşman kuvvetleri, tamda tahmin ettiği bölgeden çıkarma yapmaya başlamıştı. Mustafa Kemal derhal durumu üstlerine bildirdi ve kendisine bir tabur asker ile düşmanı karşılama emri verildi. Ancak düşman çok kalabalıktı ve kesinlikle merkeze ilerlemeden kıyıda durdurulmalıydı. Mustafa Kemal bir yanda hızla ilerleyen düşman kuvvetleri, öbür yandan da askerliğin en temel kavramı olan “emir” arasında kalakalmıştı. Milletin istikbali adına bir karar vermesi gerekiyordu ve verdi. Tüm sorumluluğu üstlenerek, emir almadan, 57. alayın tamamına harekat emri verdi.
25 Nisan sabah Mustafa Kemal Conkbayırı’na kadar ilerlemiş ve 57. Alay’ın tamamı arkasından gelmekteydi.
Bu sırada düşman kuvvetleri, kıyıda az sayıda bulunan Türk askerini ezerek kıyıya çıkmış ve bölgeye en hakim olan 261 rakımlı tepeye ulaşmıştı. Kıyı bölgesi kaybedilince, askerler kaçmaya başlamış, Conkbayırı’na doğru tırmanmışlardı. Kaçan askerleri gören Mustafa Kemal bu sırada tarihe geçen o konuşmayı yaptı. Kendi ağzından bu olayı şöyle anlatır:
“ - Niçin kaçıyorsunuz? Dedim.
- Efendim düşman…
- Nerede düşman?
- İşte… diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
Gerçekten de düşman bana, benim askerlerimden de yakın. Düşman bulunduğum
yere gelse kuvvetlerim pek kötü duruma düşecek. O zaman bir mantıkla mıdır, yoksa
bir içgüdü ile mi, bilmiyorum, kaçan erlere:
- Düşmandan kaçılmaz, dedim.
- Cephanemiz kalmadı, dediler.
- Cephanemiz yoksa süngümüz var, dedim ve bağırarak:
- Süngü tak, dedim. Yere yatırdım. Erler yere yatınca düşman da yere yattı.
Kazandığım an, bu andır. Düşman ne yapacağına karar verinceye kadar 57. Alay da
Conkbayırı’na yetişti.”
Düşmanın yere yatmasıyla geçen zamanda arkadan gelen 57.Alay askerleri oraya yetişmişti. Mustafa Kemal 57. Alaya taaruz emrini şöyle verdi. “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimizi başka birlik ve komutanlar alacak.”
Daha sonra bölgeye gelen diğer yüzbaşına, büyük bir risk alarak 19. Tümen’in tamamını istediğini söyledi. Böylece 27. Alay da düşmana karşı saldırıya başlamıştı.
25 Nisan 1915’te, Kurban bayramın ilk gününde 57. Alay kendisinden 4-5 kat büyük bir orduya karşı bir kahramanlık mücadelesi verdi ve alayın 3te 2si orada şehit oldu. Binbaşı Hüseyin Avni Bey’de çarpışma sırasında şehit düşmüştü. Gün ağarırken, düşman 261 Rakımlı Tepe’den temizlenmiş, bir milletin kaderi 3000 kahraman asker ile değişmişti.
Daha sonra 57. Alay’ın sağ kalan askerleri Filistin Cephesi’nde görevlendirilmiştir.
57.Alay Sancağı Nerede?
Günümüze kadarki sürede, 57.Alay Sancağı nerede sorusuna dair herhangi bir bilgi sonuca ulaşılamamıştır. Ancak, Türk ordu geleneğinde sancak kutsaldır ve asla yere düşürülmez, düşmana teslim edilmez, bu görüş göz önünde bulundurulduğunda, en son Filistin Cephesinde savaşan Alay’ın İngilizler tarafından esir alınırken, sancağını teslim etmeyerek imha etmiş olmasının kuvvetli bir ihtimal olduğu değerlendirilmektedir.
Bu kahramanların anısına o günden beri Türk Ordusu’nda 57. Alay bulunmamaktadır.
57.Alay şehitliği Çanakkale Gelibolu Yarımadası’nda Kanlısırt’ta bulunmaktadır.
İşte o kahramanlar, hala oradalar hala o tepeyi bekliyorlar!
Kaynak: Çanakkale Savaşı 57.Alay Kahramanlık Hikayesi
10 Kasım 2020 Salı
10 KASIM 2020... ÖZLEMLE ANIYORUZ
30 Ağustos 2020 Pazar
30 Agustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun
Zafer ne diye sorarlarsa; Onlara kalem tutması gereken minik ellerin sonunu düşünmeden silaha sarılmasıdır dersin! Yağmur gibi yağan mermilere gözünü bile kırpmadan göğsünü geren evlatlardır dersin!
Sırtında evladı gibi kundakladığı top mermisini cepheye taşıyan Türk kadınıdır dersin! Zafer bir hilal uğruna batan güneşlerdir dersin! Esaret nedir bilmeyen ,zincirlerin tutamadığı bir milletin baş kaldırışıdır dersin zafer!
Zafer! Dört bir yanı işgal altındayken vatanın “YA İSTİKLAL YA ÖLÜM!” diyen bir LİDER dir ATATÜRK’tür! Türkiye’dir dersin! Nice şanlı kutlu zaferlere Türkiyem!
14 Ocak 2020 Salı
"İdeal Cumhuriyet Köyü"
Sosyal medyanın gözdesi olan 'Çember Evler'in fikir sahibinin kim olduğunu biliyor muydunuz?
Atatürk tasarladı Danimarka uyguladı: İdeal Cumhuriyet Köyü projesinin uygulandığı Brondby Köyü
Dünyada mimari olarak benzersiz şekilde planlanmış çok sayıda kentsel alan var ki, tasarımlarıyla insanların ağzını açık bırakıyor. Tası tarağı toplayıp gitme isteği uyandırıyor. Onlardan birisi de Danimarka'daki Brondby köyü. Sosyal medyanın gözdesi olan 'Çember Evler'in fikir sahibinin Mustafa Kemal Atatürk olduğunu biliyor muydunuz? Atatürk'ün ölmeden önce 1937 yılında tasarladığı Türkiye'yi temelden kalkındırmayı amaçlamış 'İdeal Cumhuriyet Köyü' projesi, Danimarka'nın Brondby şehrinde uygulandı ve tüm dünyaya örnek oldu.
27 Ekim 2019 Pazar
10.Yıl Marş'ımızın Az Bilinen Hikayesi
22 Ağustos 2019 Perşembe
23 Agustos Sapka Inkilabı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Kastamonu Ziyareti
Atatürk’ü uğurlamayan “kutlama programı”
- ••
16 Mart 2018 Cuma
"ZAMAN ALISMAYI ÖGRETİR BELKİ AMA UNUTMAYI ASLA!!!"
14 Nisan 2017 Cuma
İzmir'in Dağlarında Mustafa Kemal'lere Selam Olsun!!!
29 Ekim 2016 Cumartesi
"Nice Yıllara Cumhuriyet'im"
3 Mayıs 2015 Pazar
108.Yaş Anısına... "Fenerbahçe'li Casus Futbolcular "
Ama Onlar Fenerbahçeliydi! ..
Kurtuluş Savaşı'nda İngiliz İşgal Kuvvetleri Komutanı General Harrıngton'ın Arabasını Çalıp Mustafa Kemal'e Hediye Eden Fenerbahçeli Futbolcu Casuslar…
Kulüp Bu Hırsızlık Olayından Dolayı General Tarafından Basılıp Kapatılmak İstenince Ayaklanan Bir Anadolu Halkı! ..
Balıkçılık Yapıyoruz Diye İngiliz Askerleri Kandırıp Anadolu'daki Kurtuluşa Silah Kaçakçılığı Yapan Kaleciler, Defans Oyuncuları, Forvetler…
"Ve Atatürk'ün Nasıl Koyu Bir Fenerbahçeli Olduğu"…
…Harrington, tepkilere daha fazla dayanamadı,70 gün sonra Fenerbahçe'nin yeniden açılması kararını imzalarken içinden şöyle düşünüyordu:
'Bu ne tuhaf bir millet! Ülkelerini işgal ettik bu kadar tepki göstermediler. Feneri kapattık hepsi ayaklandı… Neredeyse silaha sarılacaklar.'
Fenerbahçe sadece bir futbol kulübü değildir.
Fenerbahçe geçmişte “vatan ve özgürlük mücadelesi” vermiş bir ulusal teşkilatın adıdır. Fenerbahçe, emperyalizme kaşı verilen ilk bağımsızlık savaşının aktif katılımcısı, emperyalist kuşatmayla çevrilen bir ulusun tek moral kaynağı, tek umut ışığıdır.