. emekliyim.com - Geri Dönüsümün Merkezi: HosumaGidenler
HosumaGidenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
HosumaGidenler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Ekim 2019 Çarşamba

KUZUM'A İTHAFEN... "Evlat karşılıksız sevilen tek canlı."




Facebook'da cok takılmam, ilk yıllar vardı o heves yıllarrr önce bitti, sıkıyor beni o sosyal medya. Sadece buradaki calısmalarımı atıyorum, bazende arada bir birkac dakika takılıyorum. Fakat bugün dogumgünüm ve Face'e cok takılan esim bir bak seni kutlayanlara uyarısı yaptıda sonrasında gezindim birazcık ve bu iletiyi okudum. Vee artık bir kızım olmasınıda diledim...Benim kuzu 30 olacak yakında, yıllardır bir oglum var o evlenince birde kızım olacak diye heveslendimde...Aminnn 😄

*******  ****** *****

Tüm erkek annelerine gelsin...

Her kadının bir oğlu olmalı. 
Önce koynunda göğsünde büyütmeli sonra boyunu aşmalı. 
Mutfakta bir şeyler hazırlarken gelip kafasından, tam tepesinden öpmeli annesini. 
Daha dün altını sen temizlemiyormuşsun gibi “çok fıstıksınız bugün hanımefendi” demeli.
Her kadının bir oğlu olmalı. 
Bulaşık makinesini açıp yarı dolu, sıyrılmamış tabağı bardak bölmesinde bulmalı her kadın. 
Terlikleri mutfakta yere yapışmalı, “oğlum şu reçelle kavga mı ediyosun napıyosun?” diye seslenmeli içeri, kocaman bir adam gelmeli karşısına, ağzı burnu reçel içinde kadına bakıp “ne reçeli?” demeli.
Her kadının bir oğlu olmalı, kirlisini, terlisini temizlerden ayırmayı bir türlü öğrenememeli, söylenmeye başlayınca da kucağına aldığı gibi havaya kaldırıp “dünyanın en huysuz ama en güzel annesi” diye annesini sevmeli.

Her kadının bir oğlu olmalı. Yolda yürürken kolunu omzuna atmalı, ilerde yolda kalabalık bir grup gördüğünde annesini diğer tarafına korumaya almalı, sanki düne kadar annesinin kucağında gezen o değilmiş gibi.

Her kadının bir oğlu olmalı. 45 numara ayakkabıları evin ortasında çıkarıp gelip yanına, sanki daha 4 yaşında gibi başını göğsüne koymalı, “yoruldum annem, açım” demeli. O koca herif bir kalemde 4 yaşına dönmeli.

Her kadının bir oğlu olmalı. Düne kadar donunu sen giydirirken bugün “yakamız açık mı biraz hanımefendi?” diye trip atmalı.

Her kadının bir oğlu olmalı. “Ya ilerde karın beni sevmezse” falan diye yol yapmalı kadın. Oğlu da “seni sevmeyen kadını ben ne yapayım” demeli. O işlerin öyle olmadığını bilsen de ses etmemeli. Acı bir tebessüm oturmalı yüze. Canım oğlum, SEN beni sev yeter demeli.

Her kadının bir oğlu olmalı. Arkadaşlarıyla çıkacakken “oğlum paran var mı?” demelisin o cebine bakmadan “var” demeli. Gidip cüzdanına para koyup sonra koymamış gibi babaya “çocuğa harçlık versene” demeli.

Her kadının bir oğlu olmalı. Tam kızmışken, bağırırken gelip bir makas almalı yanağından “kızma annelerin en güzeli” demeli, neye kızdığını unutturmalı.

Her kadının bir oğlu olmalı. Yaşlılığında ziyaretine gelmeli. Ve sanılanın aksine gelinle falan değil, tek başına… 
Hiç öyle sandığınız gibi ” ay ailecek görüşelim” derdinde değildir erkek anneleri. Oğlum gelsin ve sanki hiç bir şey değişmemiş gibi koklaya kollaya öpeyim, beraber bir şeyler yiyelim bizbize diye düşünürler. Oğullarının annesi olmak isterler eskisi gibi.

Her kadının bir oğlu olmalı. Her kadın hayatının bir döneminde erkek berberinde beklemeli, çok enteresan tecrübe gerçekten.

Her kadının bir oğlu olmalı. Özel gecelerde, yemeklerde, düğünlerde falan zorla dansa kaldırmalı oğlunu. Kazık gibi eğilip bükülmeden durmalı oğlu, kadın dans etmeyi göstermeli.

Her kadının bir oğlu olmalı. Dün ağzının kenarından meyve püresi silerken bugün hesap istemesini, bahşiş bırakmasını izlemeli.

Her kadının bir oğlu olmalı. Evladı “ilerde bana bakacak” ya da “altımdan alacak” diye düşünmeden de sevebileceğini öğrenmesinin tek yolu bu sanırım. 
"Evlat karşılıksız sevilen tek canlı."

Erkek anneleri oğullarını bir şey bekleyerek değil, gideceğini bilerek severler. Hem de öyle güzel öyle çok severler ki…

Anlayabilmeniz için bir oğlunuz olmalı…











1 Ekim 2019 Salı

"Daldaki Huzur"



Dakikalarca baktım resimdeki birlige bütünlüge birbirlerine duydukları güvene. Bu nasıl güzel bir kare, bu nasıl güzel bir resim. Kim yakalamıssa ellerine emeklerine objektifine sabrına saglık. Dedigim gibi gercekten ilk gördügüm anda ciddi uzun uzun baktım resime, kopilerken buraya post olarak attıktan sonra da, baktım baktımm huzur doldu icim ama sonra post adı ne olsa ne olmalı sorusu takıldı aklıma "Daldaki Kuslar" ilk aklıma gelendi. O baslık sonrası "Teldeki Kuslar" filmi geldi aklıma pis pis sırıttım kendi kendime bu satırları yazarkene hala sırıtıyordum. Teldeki Kuslar filmi aklıma gelincede tekrar izlemek geldi icimden.  İzlemeyen varsa yada benim gibi tekrar tekrar keyifle izlemek isterseniz lütfen izleyin...

Resim

"Teldeki Kuslar"







14 Mart 2017 Salı

Sıradışı Bir İğnelik



bayıldımmmm




14 Haziran 2015 Pazar

Dogal Sivrisinek Kovucumuzu Kendimiz Yapabiliriz...







Balkon, teras, veya bahce sefasına limonlu karanfilli çözümler...


Malzemeler

1 adet olgunlaşmamış limon ya da lime limonu

10 adet karanfil

Yapılışı

Olgunlaşmamış limonu avuç içinizde bastırarak sulandırın. Ortadan ikiye keserek, içine karanfiller saplayın ve masanın ortasına yerleştirin. Sivrisinekler limon ve karanfil esansının kokusunu sevmedikleri için masanıza ve odanıza yaklaşamayacaklardır.










Tesekkürlerimle...




16 Mart 2015 Pazartesi

Evlerimizden BAL'ı Asla Eksik Etmeyelim

Bu postta paylastıgım yazıyı okumadan önce bilmenizi isterimki ben 70li yıllardan 2000li yıllara kadar hep mide rahatsızlıgı cektim. Dönem dönem hep yaralar vardı midemde yani ülser kimi zaman 3 yara üstüste kiminde bir yara birinde mide kanaması gecirdim
Sonrasında Canım Prof.um Murat hocamla ben ortak karar alıp ilaç kürlerini bırakıp bal tedavisine basladım. Birkac yıl ilaç gibi bal yuttum ama Kestane balı, yani özel bir bal 
Sonuc mükemmel allahıma sükürler olsunki yıllardır midemde ülser yaraları yok agrı yok sancı yok
İste bu yüzden mutfaklarınızdan balı eksik etmeyin hanımlar, önce saglık desemde siz yazıyı okuyun diger mucizelerinide deneyin





BAL 

YARARLARI & ZARARLARI


Doğal Tatlandırıcı: Çayınızı, kahvenizi şekerli içiyorsanız, pastane işi tatlılardan vazgeçemiyorsanız ve bunlara ek olarak kilo şikayetiniz varsa tatlandırıcı olarak doğal balı deneyebilirsiniz. Doğal bal rafine şekere (beyaz veya esmer şeker) göre daha fazla şeker içermesine rağmen rafine şekere göre çok daha sağlıklı bir şeker kaynağıdır.

10 Mart 2015 Salı

TÜRK KADINI...


Efendim, Türk kadını çekicidir;
İşe başlarken besmele çeker,
 Kendini naza çeker,
Altını gümüşü kendine çeker,
 Alışverişte başı çeker,
Yüz çifti olsa da vitrindeki o ayakkabıya iç çeker…
 Bekârken abisinden çeker,
 Evlenir; kaynanadan çeker,
Yapılanları sineye çeker,
Ama  aldatılırsa korku filmi çeker!..
Kâğıttan bigudi yapar fön çeker,
Gecenin bi yarısı canı tatlı çeker,
Hamarattır; mutfağa girdi mi ziyafet çeker,
Kibrit kutusu kadar peynirle açlık çeker,
 1.5  İskenderin yanına diyet içecek çeker!
Anadır; doğum sancısı çeker,
50 yaşında bile olsa evladının kulağını çeker, 
ATM’den parayı elini ekrana siper eder de çeker 
Eninde sonunda annesine çeker…
Sağlam laf sokar şimşekleri üzerine çeker, 
Başa çorap örer kenarına tığla zincir çeker,
Kavga esnasında saç çeker,
Hoşuna gitmeyen durumlarda  “Cık cık cık” çeker,
Cevaplardan çok soruya dikkat çeker,
Demir eksikliği, vitamin eksikliği en çok da ilgi eksikliği çeker,
 Çoluk çocuğa karışınca çok şeyden elini eteğini çeker,
 Evlada kızdığında bilgisayarın fişini çeker,
Eve geç gelen sıpayı sorguya çeker üstüne fırça çeker,
Şifacıdır; sırta bardak çeker,
Perdeleri sıkı sıkı çeker, yorganı da üstünüze çeker,
Bulaşığa girişirken kolları dirseğe kadar çeker,
Elektrik süpürgesiyle vura vura ayakları kenara çeker,
 Dikkat; gölgesinden hızlı terlik çeker!..
O eteğe gireceğim diye göbeği içine çeker,
Topuklu ayakkabılar yüzünden halayda, yağmurlu havada, yokuşta patinaj çeker,
 Güne gittiği gün hazımsızlık çeker…
 Geç gelen kocaya zılgıt çeker,
 6.ncı hisle yapılan tüm ‘yaramazlıkların’ röntgenini çeker!
 Buket çiçek görünce iç çeker,
 Tek kaşı kaldırmak suretiyle ihtar çeker,
 Kavgada kısır döngü içine çeker,
 Sabrı taşarsa bombanın pimini çeker!..
 Dişle tır çekmek de neymiş, dişini tırnağına takar evin bütün yükünü çeker,
Kıymetinin anlaşılacağı günü iple çeker....


Kaynagi bilinmiyor






8 Mart 2015 Pazar

Neden 8 Mart? Nedir 8 Mart?








Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart'ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür.İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılmaktadır.




28 Şubat 2015 Cumartesi

Saglıklı Bir Cilt İcin Bal ve Aspirin Mucizesi





Ballı aspirinli maske ile tanışmanızın zamanı geldi. Cildinizdeki olumlu değişime inanamayacaksınız.

Aspirin; cilt gözeneklerini sıkılaştırmak, cilt lekelerini yok etmek, ciltteki canınızı sıkan kusurlarınızı yok etmek, cilt sarkmalarını toparlamak, siyah nokta ve sivilce oluşumunu önlemek için birebir doğal bir üründür.
Cilt temizliği için beta hidroksi asit maskesi. Bu maske gözenekleri temizler ve cilt lekelerinin giderilmesinde etkilidir. Özellikle akneye meyilli ciltler başta olmak üzere tüm cilt tiplerinde rahatlıkla kullanılabilir.
Eğer cilt tipiniz yağlı ise veya lekeler mevcutsa bu maskeyi haftada üç gün kullanabilirsiniz.

Her evde bulunan aspirin ile kolayca yapılabilen maskemizin tarifi ise oldukça basit.





19 Şubat 2015 Perşembe

Plastik Su Siseleri Hakkında Cok Önemli UYARI!!!




LÜTFEN EŞİ, ANNESİ YA DA KIZI OLAN TÜM 

ARKADAŞLARIMIZA İLETELİM.


!!!!

8 Şubat 2015 Pazar

Nar Kabugunun Faydaları








Nar kabuğunu insan sağlığına olan faydaları şöyledir:
  • - Antioksidan kaynağıdır ve vücutta biriken toksinlerin atılmasını salar. ...
  • - Sindirim sistemi bozukluklarına iyi gelmektedir. ...
  • - Kan dolaşımını hızlandırarak yüksek tansiyonu düşürür. ...
  • - Nar kabuğu suyu ile yapılan gargara ile diş ve diş eti rahatsızlıklarına iyi gelir.









Prof. Dr. Uslu, evde sıkılan narın kabuklarının asla atılmaması gerektiğini de belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Gölgede veya 40-50 dereceyi geçmeyecek ortamlarda kurutarak, ufaladığımız nar kabuklarını serin bir yerde saklayalım. Daha sonra 100 gram kaynamış suya, 2 gram nar kabuğu atarak, yaklaşık 10 dakika kaynatıp suyunu hemen her gün çay olarak tüketelim. Böylece başta kanser, kalp ve şeker hastalıkları olmak üzere pek çok hastalıktan kendimizi korumuş olacağız. Hatta çay içmekten üşenirsek, kurutulmuş ve parçalanmış nar kabuklarını, kahve çekme makinelerinde toz haline getirip, bir çay ya da kahve kaşığı tozu salata, peynir gibi gıdalarla direk olarak ta tüketebiliriz. Özellikle şeker hastaları beta hücrelerini artıracak bu tozu tüketmeye özel çaba göstermelidir. Genelde tüm meyvelerde olduğu gibi narın da en değerli yeri kabuğudur. Bir ilaç gibi içtiğimiz nar suyundan arta kalan kabukları da asla atmayalım ve başta kanser, şeker ve kalp olmak üzere hemen hemen tüm hastalıklardan korunalım.”
HEMEN SİZDE PAYLAŞIN...ŞİFA OLSUN