18 Eylül 1985 Bordeaux - Fenerbahçe Maçı hayatımdaki beni en cok etkileyen maçtır. Belkide babam ile birlikte, radyo basında heyecan ve dualar ile bağıra çağıra dinlediğim içindir.
Radyodan mac dinleme keyfide bambaskaydı birseydi yaa... Bir keresinde, hangi yıldı hatırlayamadım ama sırf totem yapmak icin bir sene boyunca, hemen hemen tüm macları radyodan dinlemisligim vardır.
Nesrin uyumuştu, Nalan küçücüktü. Benden bir yas küçük olan Nesrin'i, maç gidip geldikce, totem icinmi, yanımda olsun diyemi, yoksa hatırası kalsın diyemi bilmem ama zavallımı uykusundan sarsa sarsa uyandırıp, ayaklarından sürüyerek yanımıza getirmiştim zorla. O hatırlar mı bilmem ama odaya benim zorlamamla gelip babamla birlikte resmen mutluluktan ağlaya ağlaya, maç sonunda ise evimizin icinde cılgınlar gibi zıplayarak sevinç kahkahaları atmıştık. Hiç unutmam Murat Ünlü' nün maçı anlatmasını, Bordeaux iki kez beraberliği yakalamış ama Fenerbahçem 3 kez öne gecmişti. Kolay mı bir yıl öncesi Avrupa şampiyonu olan takımı yenmiştik. Ne yazık sonrasında Hüseyin'e erken veda ettik. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.
Babamı ise 1989 Nisan'ında kaybettik maalesef. 😢
Evet biz Babadan Fenerbahceli bir aileyiz. 4 kız kardeşiz (dee biz 3 sayarız kendimizi, zira ablam acelesinden 17nde evlendi) O güzelim gençlik yıllarımızda hayatımız sadece Fenerbahce'mize endeksliydi.
"HEY"İsimli bir dergi vardı o yıllarda. O dergiye Nalan, Nesrin ve ben bir yazı yazdık."Türkiye'de ki tüm Fenerbahceliler!!! Ne dersiniz, bir catı altında toplanalımmı?" diye. İzleyen haftalarda, aylarda, mektup olup yagdı Fenerbahceliler biz üc kardese. 😃 Ne dostluklar ne arkadaslıklar kurduk o yıllarda. Postacımız, cuval bulmalıyım bunları tasımaya diye takılırdı bize. Azmı agladık !!! Nalan banyoda, ben tuvalette, Fenerbahce'mizin yenilgilerinde. 1989 Yılı hayatımın en garip yılı. Nasıl adlandırmalı bilemedim ama en büyük mutluluklarıda en büyük üzüntüyüde o yıl yasadım.
"HEY"İsimli bir dergi vardı o yıllarda. O dergiye Nalan, Nesrin ve ben bir yazı yazdık."Türkiye'de ki tüm Fenerbahceliler!!! Ne dersiniz, bir catı altında toplanalımmı?" diye. İzleyen haftalarda, aylarda, mektup olup yagdı Fenerbahceliler biz üc kardese. 😃 Ne dostluklar ne arkadaslıklar kurduk o yıllarda. Postacımız, cuval bulmalıyım bunları tasımaya diye takılırdı bize. Azmı agladık !!! Nalan banyoda, ben tuvalette, Fenerbahce'mizin yenilgilerinde. 1989 Yılı hayatımın en garip yılı. Nasıl adlandırmalı bilemedim ama en büyük mutluluklarıda en büyük üzüntüyüde o yıl yasadım.
Ablam evliydi o yıllarda. Bizlerde evlendik evlat sahibi olduk, olduk ama aslaa evlatlarımıza baskı uygulamadık aslaa. Fenerbahce tutulacak demedik. Sadece her mac öncesi tribüne cevirdigimiz evimizde 1989 yılında Mehmet Ali Erbil ve Atesböcegi Ercan'ın hazırladıgı efsanevi totem kasetimizle mac öncesi hazırlıkları yapardık. Sonucunda ablamın kızı ve ogluda Fenerbahceli; ve fekat lakin ama... icimizdeki tek basarısız ablamın kızı Nihan 😡 maalesef o bir utanc kaynagı, üc evladının biri bile bizimle degill 😢
Babamdan bana miras olan sevdam simdi, evladıma emanet. Ve cok iyi biliyorumkii emanetim emin ellerde...💛💙
Radyodan her hafta maç dinlerdim. Şimdi geriliyorum, izleyemiyorum eskisi gibi. Orhan Ayhan uydura uydura anlatırdı. Hasan, Hasan, Hasan gooool. Golü Şenol attı sayın dinleyiciler. Hahaha :)
YanıtlaSilLisedeki günlüğüm FB maç skorlarıyla dolu.
Ah bana zamanda yolculuk yaptırdın :)
Unutamadıgımız yıllarr
SilCanım kardeşim.Bir Fenerbahçemi sevdim,bir de Fenerbahçemi sevenleri.gerisi teferruat💛💙
YanıtlaSilKardesimm İyiki Varsın...
Silharika yazın için teşekkürler babalarımızın ruhları şad olsun benimki de fenerliydi
YanıtlaSilRuhları sad mekanları cennet olsun Eserimmm
SilBaba mirasımızı torunlarına aktarabildiysek...Ne mutlu bize...
YanıtlaSilMirasımız emin ellerde be lalaa gızımm
SilKeşke herkesin babası bizim babamız gibi olsaydı 😔seni seviyorum babacığım
YanıtlaSilBiz sanslı kızkardeslerdik, Tayyare'miz vardı bizim :(
Sil