ANANAS
Kökeni Orta Amerika ve Karaipler'e uzanan ananasın adı, Orta Amerika yerlileri tarafından, parfüm anlamına gelen nanaödan türetilmiş. Ananas, parfümlerin parfümü anlamına geliyor. Kendine has güzel bir kokusu olan bu sulu meyve aynı zamanda, konukseverliğin de simgesiymiş. Christophe Colomb,te gemileri Guadalup kıyılarına yanaştırdığında, yerliler tarafından bu meyveyle karşılanmış. Notlarına Guadalup yerlilerinin, adını bilmediği bu meyvenin suyundan şarap yaptıklarını da yazmış.
Geçmişten bugüne, tropik bölgelerde yetişen bu meyvenin pek çok iyileştirici özelliğinden faydalanılmış. Sert kabuğu nedeniyle rahatlıkla ithal edilebilmesi de, 15. yüzyıldan sonra Avrupa'dan Uzakdoğu'ya uzanan bir yolculuk yapmasını sağlamış. Ananas, özellikle Polinezya mutfağında bolca kullanılıyor.
Antiseptik (mikrop öldürücü) ve iltihap kurutucu özelliği olduğu bilinen meyvenin içerdiği bromelin adı verilen madde de kas ağrılarını gideriyor. Yapılan araştırmalar özellikle atletizm sporlarıyla uğraşanların kaslarında meydana gelen ağrılarda ve iltihaplanmalarda ananasın iyileştirici bir etki yarattığını ortaya koymuş.
Ananas aynı zamanda selülite karşı da etkili bir meyve. Hazmı kolaylaştırıyor ve yine içerdiği bromelin sayesinde etten alınan proteinlerin vücutta kullanılabilir hale gelmesini sağlıyor. Beslenme uzmanları, patates, ekmek, et gibi yiyecekleri sindirmekte güçlük çekenlerin, bu yiyecekleri pişirirken yemeklerine bir bardak taze ananas suyu eklemelerini tavsiye ediyorlar. Ananas aynı zamanda mide yanmasına karşı da etkili. İdrar söktürücü, bağırsak yumuşatıcı, kan temizleyici özellikleri de unutulmamalı. 100 gram ananasın besin değerleri şöyle: 100 mg bromelin, 0.4 g yağ, 0.4 g protein, 50-52 kalori. Aynı zamanda kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor ve potasyum, A, B, C ve E vitaminlerinden yana da zengin.
Ananas satın aldıktan sonra, ortam ısısında olgunlaşıncaya kadar bekletebilirsiniz. Ancak olgun bir ananası fazla bekletmeden tüketmek gerekiyor. Olgunlaşıp olgunlaşmadığını anlamak için meyveye parmağınızı hafifçe bastırın. Hafifçe içe gömülüyorsa ve özgün kokusu algılanabiliyorsa olgunlaşmış demektir. Meyvenin kabuklarının çabuk soyulması da bir başka göstergedir. Ananas etli yemeklerle uyum sağlıyor. Yemeklerin jelatinlenmesini önleyici etkisi var. Salata ve yoğurtla karıştırılarak tüketilebilir. Çiğ ya da ızgara olarak yenebilir. Dünyanın çeşitli bölgelerinde beyaz etle ve baharatlarla karıştırılarak yapılan ananas yemeklerine rastlamak mümkün.
YETİŞTİRİLMESİ:
Güneşli veya yarım güneş gören -4 dercenin altına düşmeyen bahçelerde, 17 litrelik saksılarda ev içlerinde güneş gören pencere önlerinde yetiştirilir, saksıda bitki sıkışması olmaması için, 20 cm boyuna gelmiş yavrularının başka saksılara kökten ayrılması gereklidir.
Kökeni Orta Amerika ve Karaipler'e uzanan ananasın adı, Orta Amerika yerlileri tarafından, parfüm anlamına gelen nanaödan türetilmiş. Ananas, parfümlerin parfümü anlamına geliyor. Kendine has güzel bir kokusu olan bu sulu meyve aynı zamanda, konukseverliğin de simgesiymiş. Christophe Colomb,te gemileri Guadalup kıyılarına yanaştırdığında, yerliler tarafından bu meyveyle karşılanmış. Notlarına Guadalup yerlilerinin, adını bilmediği bu meyvenin suyundan şarap yaptıklarını da yazmış.
Geçmişten bugüne, tropik bölgelerde yetişen bu meyvenin pek çok iyileştirici özelliğinden faydalanılmış. Sert kabuğu nedeniyle rahatlıkla ithal edilebilmesi de, 15. yüzyıldan sonra Avrupa'dan Uzakdoğu'ya uzanan bir yolculuk yapmasını sağlamış. Ananas, özellikle Polinezya mutfağında bolca kullanılıyor.
Antiseptik (mikrop öldürücü) ve iltihap kurutucu özelliği olduğu bilinen meyvenin içerdiği bromelin adı verilen madde de kas ağrılarını gideriyor. Yapılan araştırmalar özellikle atletizm sporlarıyla uğraşanların kaslarında meydana gelen ağrılarda ve iltihaplanmalarda ananasın iyileştirici bir etki yarattığını ortaya koymuş.
Ananas aynı zamanda selülite karşı da etkili bir meyve. Hazmı kolaylaştırıyor ve yine içerdiği bromelin sayesinde etten alınan proteinlerin vücutta kullanılabilir hale gelmesini sağlıyor. Beslenme uzmanları, patates, ekmek, et gibi yiyecekleri sindirmekte güçlük çekenlerin, bu yiyecekleri pişirirken yemeklerine bir bardak taze ananas suyu eklemelerini tavsiye ediyorlar. Ananas aynı zamanda mide yanmasına karşı da etkili. İdrar söktürücü, bağırsak yumuşatıcı, kan temizleyici özellikleri de unutulmamalı. 100 gram ananasın besin değerleri şöyle: 100 mg bromelin, 0.4 g yağ, 0.4 g protein, 50-52 kalori. Aynı zamanda kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor ve potasyum, A, B, C ve E vitaminlerinden yana da zengin.
Ananas satın aldıktan sonra, ortam ısısında olgunlaşıncaya kadar bekletebilirsiniz. Ancak olgun bir ananası fazla bekletmeden tüketmek gerekiyor. Olgunlaşıp olgunlaşmadığını anlamak için meyveye parmağınızı hafifçe bastırın. Hafifçe içe gömülüyorsa ve özgün kokusu algılanabiliyorsa olgunlaşmış demektir. Meyvenin kabuklarının çabuk soyulması da bir başka göstergedir. Ananas etli yemeklerle uyum sağlıyor. Yemeklerin jelatinlenmesini önleyici etkisi var. Salata ve yoğurtla karıştırılarak tüketilebilir. Çiğ ya da ızgara olarak yenebilir. Dünyanın çeşitli bölgelerinde beyaz etle ve baharatlarla karıştırılarak yapılan ananas yemeklerine rastlamak mümkün.
YETİŞTİRİLMESİ:
Güneşli veya yarım güneş gören -4 dercenin altına düşmeyen bahçelerde, 17 litrelik saksılarda ev içlerinde güneş gören pencere önlerinde yetiştirilir, saksıda bitki sıkışması olmaması için, 20 cm boyuna gelmiş yavrularının başka saksılara kökten ayrılması gereklidir.
DIY How to Grow a Pineapple
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
GÖRÜŞLERİNİZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR! Zaman ayırıp, yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Yorumlarınız onaylandıktan sonra görüntülenecektir. Reklam ve hakaret içeren yorumları yayınlamıyorum. Düşüncelerinizi bekliyorum... Google hesabı olmayan arkadaşlar yorumlama biçiminden anonimi işaretleyerek isimlerini bırakıp yorum yapabilirler.